ÇİFTCİOĞLU PATOLOJİ VE SİTOLOJİ MERKEZİ

İçeriğe git

Ana Menü

HPV NEDİR

Hpv Nedir?
HPV yani Human Papilloma Virus hastalığı bir tür viral enfeksiyondur.Ggenital bölgede ve mukozalarda enfeksiyon yapan siğiller şeklinde görülür.Bu siğillere condyloma acuminatum adı verilmektedir.Türkçe olarak ise kondiloma aküminatum ya da kısaca kondilom olarak bilinmektedir.HPV vücuda bir defa girdikten sonra bütün hücrelere yerleşmektedir.

Önemli İstatistikler
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre her 10 kişiden 1′inde (630 milyon kişi) şu anda HPV bulunmaktadır.
Her 10 kadından 8′inin de 50 yaşına kadar HPV ile infekte olacağı tahmin edilmektedir.
Bulaşması için deri teması yeterlidir, cinsel ilişki şart değildir.
Bulaşması için deri teması yeterli olduğundan prezervatifler tam olarak koruma sağlamaz.
HPV Nasıl Bulaşır?
HPV cinsel yolla bulaşan hastalıklardan hatta en sık karşılaşılanlardan birisidir. Genital bölgeyi enfekte eden HPV’ler temas yolu ile kolayca yayılırlar. HPV’nin bir kişiden diğerine bulaşması için mutlaka tam bir ilişki olması gerekmez. Enfekte olan cilt bölgelerinin birbiri ile teması ile de hastalık bulaşabilir.
Virüsün kuluçka süresi değişkendir. Bulaşma olduktan sonra bulgular bazen birkaç ay bazen de birkaç yıl sonra ortaya çıkabilir. Hatta bazen virüs yıllarca hiçbir bulgu vermeden vücutta kalabilir.
Aktif genital lezyonların varlığında bulaşıcılık en yüksektir. Siğiller ortaya çıkıp tedavi edildikten sonra yeniden siğil çıkmadan geçen dönem ne kadar uzunsa bulaştırıcılık da o oranda azalmaktadır.
HPV Belirtileri
HPV ile temas ve bulaşma olduktan sonra mutlaka hastalık ortaya çıkmaz. Aslında çoğu kişide HPV vücudun kendi savunma sistemi tarafından etkisiz hale getirilir. Bir başka olasılık da virusu alan kişide uzun süre hiçbir belirti ortaya çıkmamasıdır. Kişi yıllarca hatta bazen ömrü boyunca hiçbir yakınma ortaya çıkmadan yaşayabilir. Ancak bu durum hastalığı yaymasına engel değildir ve ilişkide bulunduğu kişilere hastalığı bulaştırabilir. Bu durum latent ya da sessiz enfeksiyon olarak adlandırılır.
HPV’nin en sık neden olduğu belirti genital bölgede görülen siğillerdir. Ciltten hafif kabarık, yumuşak olan bu siğiler cinsel bölgeyi oluşturan deride, vajina ile makat arasında, anüs etrafında, bacakların iç kısmında, penis ucunda ya da çevresinde görülebilir. Anal ya da oral seks sonrasında ağız içi ve makat içinde de siğiller ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda vajina içinde ve rahim ağzı üzerinde de siğiller olabilir.
HPV enfeksiyonaları virüsün türüne bağlı olarak rahim ağzını oluşturan hücrelerde displazi adı verilen bazı değişimlere neden olabilirler. Düşük riskli tipteki virüsler genelde PAP smearda ortaya çıkan CIN ve SIL gibi değişimlere neden olurlarken yüksek riskli tipler uzun dönemde rahim ağzı kanserine neden olabilirler.
Yapılan araştırmalar rahim ağzında HPV’ye bağlı değişim saptanan hastaların %90′ına yakınında 2 yıl içinde belirtilerin ortadan kalktığını ve HPV’nin takip eden smear testlerinde saptanamadığını ortaya koymuştur. Kalıcı enfeksiyon ise serviks yani rahim ağzı kanseri açısından en önemli risk faktörünü oluşturur.
Rahim ağzı kanseri tüm dünyada kadınlarda görülen kanserler arasında 2. sırada yer alır ve öldürücü bir kanserdir. Buna karşın kanser türleri arasında önlenebilir olması açısından ayrı bir öneme sahiptir. Serviks kanserini önlemenin tek ve en basit yolu düzenli aralıklarla yapılan smear testleridir. Smear testinde CIN ya da SIL olarak tanımlanan anormallikler saptandığında biopsi yapılarak tanı kesinleştirilir. Daha sonra hastalığının derecesine göre rahim ağzındaki değişime uğramış bölge LEEP ya da konizasyon adı verilen basit ameliyatlar ile çıkartılır ve daha sonra düzenli kontrollere başlanır. CIN ya da SIL’in ileri evre olması durumunda eğer kişi ailesini tamamlamış ve başka çocuk istemiyorsa ya da 40′lı yaşar civarındaysa rahimin alınması da bir diğer tedavi alternatifidir.
HPV Tedavisi
HPV’ninkesin bir tedavisi yoktur. Klasik bilgi Virüs birkez vücuda girdiğinde ömür boyu burada kalır şeklindeyken günümüzde yapılan DNA incelemeleri viruse ait genetik materyalin 6-24 ay içinde vücuttan tamamen atılabildiğini ortaya koymaktadır. Ancak hangi kişilerde virusun kaldığı hangilerinde ise atıldığı belli değildir. Burada en önemli faktör kişinin bağışıklık sistemi gibi görünmektedir Virüsün ortaya çıkardığı patolojiler ise tedavi edilebilir.
Genital siğil varlığında bunlar yakılarak ya da dondurularak tedavi edilirler. Çok büyük boyuttaki siğillerin ise cerrahi olarak çıkartılması gerekebilir. Az sayıdaki küçük siğiller ise bölgesel olarak uygulanan kremler yardımı ile yok edilebilir. Siğillerin tedavi edilmesi bir daha çıkmayacağı anlamına gelmez. Yeniden ortaya çıktıklarında tekrar tedavi edilmeleri gerekir.
Bazı kişilerde siğil ortaya çıkıp tedavi edildikten sonra bir daha ömrü boyunca yeni siğil çıkmaz. Bazı kişilerde ise sık aralıklarla siğiller çıkar. Kişiler arasında bu derece fark olmasının nedeni büyük olasılıkla bağışıklık sistemleri arasındaki farklılıktır.
Smear testinde saptanan ve biopsi ile kesinleşmiş displazi varlığında ise hastalığın şiddeti, hastanın yaşına göre LEEP, konizasyon ya da rahimin alınması gibi tedaviler uygulanabilir. Çoğu zaman hafif displazi varlığında LEEP tedavi için yeterli olmaktadır. LEEP sonrası doğurganlıkta bir değişiklik ortaya çıkmamaktadır.


 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön